İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Altın Gençler Ödül Töreni'nde yaptığı açıklamalarda, Türkiye ekonomisindeki kredi politikaları, enflasyon muhasebesi ve kur politikasına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Aran, mevcut enflasyonla mücadele programında kritik eşiğin henüz geçilemediğini belirterek, kredi piyasalarına dair beklentilerini dile getirdi.
KREDİ KISITLARINDA GEVŞEME BEKLENTİSİ
Hakan Aran'a göre, ekonomideki sıkılaşma politikaları bir süre daha devam edecek:
• Kredi Kısıtları: Kredi musluklarının açılması ve krediye erişimin ucuzlaması, 2026 yılının ilk yarısında beklenmiyor.
• İkinci Yarı Dönüşü: Kredi kısıtlarının gevşemesinin ve krediye erişimin
ucuzlamasının ancak gelecek yılın (2026) ikinci yarısında konuşulabileceğini ifade etti.
Aran ayrıca, enflasyon muhasebesinin bankaların karşılıklarını dolaylı olarak artırması sebebiyle, yasal bir düzenleme olmazsa bu uygulamanın 2026'da devam etmesinin beklenebileceğini söyledi.
TÜİK’İN ENFLASYON HESABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
Aran, 2026 itibarıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'nun enflasyon hesaplamalarındaki sepet ağırlığı değişikliklerinin etkilerine de değindi:
• Resmi Rakam Etkilenecek: Sepet ağırlığındaki değişim, TÜİK’in açıklayacağı resmi enflasyon rakamında değişime neden olacaktır.
• Günlük Hayata Etkisi: Ancak bu değişikliklerin, şirketin kendi projeksiyonlarına veya sokaktaki vatandaşın hayatına çok tesir eden bir etkisi olmayacağını belirtti.
• Güven Vurgusu: Ağırlıkların vatandaşın harcama alışkanlığıyla uyumu olmuşsa, bunun daha gerçekçi bir enflasyona işaret edeceğini belirten Aran, düzenlemenin güveni artıracak bir adım olmasını umduğunu kaydetti.
TCMB KUR POLİTİKASINI DEĞİŞTİRMEYECEK
Kur politikasına dair değerlendirmelerde de bulunan Aran, önemli bir değişim beklemediğini ifade etti:
• Müdahale Mekanizması: Merkez Bankası (TCMB), döviz satarak değil, dövizin daha düşmemesi için mücadele ediyor ve sadece kriz riskinin arttığı durumlarda rezervini kullanarak satış yönünde müdahale ediyor.
• Zorlanma Yok: Aran, TCMB'nin bu politikayı yürütürken zorlanmadığını, hatta tersine rezervini güçlendirecek şekilde hareket edebildiğini belirterek, bu politikanın değişmesini gerektiren bir durum görünmediğini ekledi.
