Küresel piyasalarda "balina" olarak nitelendirilen merkez bankalarının altın alım iştahı, altın fiyatlarının ana yönünü belirleyen en kritik faktörlerden biri haline geldi. Son yıllarda rekor seviyelere ulaşan bu kurumsal alımlar, sadece fiziksel bir talep yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda fiyatlar üzerinde "taban oluşturucu" bir etki yaratıyor.
Analistlere ve piyasa verilerine göre, merkez bankası alımlarının altın fiyatları üzerindeki 3 temel etkisi şunlar:
1. "TABAN FİYAT" OLUŞUMU VE DÜŞÜŞLERİN SINIRLANMASI
Merkez bankaları, bireysel yatırımcılar gibi anlık fiyat dalgalanmalarına göre değil, uzun vadeli stratejilere göre hareket ederler. Fiyatlar düştüğünde merkez bankalarının "alıcı" olarak devreye girmesi, altının belli bir değerin altına inmesini engeller. Bu durum piyasada "görünmez bir taban" (price floor) oluşturur ve düşüş trendlerini sınırlar. Özellikle 2024 ve 2025 yıllarında merkez bankalarının 1.000 tonu aşan alımları, fiyatları tarihi zirvelerde tutan en büyük destek olmuştur.
2. ARZ KISITLAMASI VE DOĞRUDAN FİYAT ARTIŞI
Merkez bankalarının alımları devasa hacimlerdedir (tonlarca). Örneğin, sadece 2024'te merkez bankaları küresel altın arzının yaklaşık %27'sini tek başlarına talep ettiler. Piyasadan bu kadar büyük miktarda fiziksel altının çekilmesi, serbest dolaşımdaki arzı azaltır (arz şoku). Ekonomi kuralı gereği; sabit veya azalan arz karşısında artan bu devasa talep, fiyatları doğrudan yukarı iter.
CANLI ALTIN FİYATLARI İÇİN TIKLAYINIZ.
3. "GÜVENLİ LİMAN" SİNYALİ VE YATIRIMCI PSİKOLOJİSİ
Merkez bankalarının (özellikle Çin, Türkiye, Polonya gibi ülkelerin) dolar yerine altına yönelmesi, küresel piyasalara "kağıt paraya güven azalıyor, gerçek para altındır" mesajı verir. Bu psikolojik sinyal, bireysel ve kurumsal fon yöneticilerini de altına yönlendirir. Yani merkez bankaları bir alım trendi başlattığında, diğer yatırımcılar da onları takip eder ve bu sürü etkisi fiyatları daha da yukarı taşır.

TÜRKİYE ÖRNEĞİ: YEREL KARARLARIN FİYATA ETKİSİ
Merkez bankası kararlarının yerel fiyatları nasıl etkilediğine dair en çarpıcı ve güncel örnek Türkiye'de yaşanmaktadır. TCMB, yakın zamanda yerli madenlerden altın alımını geçici olarak durdurduğunu açıkladı. Normalde merkez bankası alımı "fiyatı artırıcı" bir etkidir; ancak bu alımın "durdurulması" şu sonucu doğurdu:
Amaç: İç piyasadaki altın arzını artırarak, Türkiye'deki altın fiyatı ile uluslararası fiyat (ons) arasındaki "makası" (fiyat farkını) kapatmak.

Merkez Bankası alımı kestiğinde, madenlerden gelen altın doğrudan piyasaya (kuyumculara/bankalara) aktı. Bu arz artışı, iç piyasada "gram altın" fiyatındaki ekstra primin (köpüğün) azalmasına yardımcı olmayı hedefledi.


