Bir sabah uyandığınızda banka hesabınızın sıfırlandığını düşünün. İşte şirketlerin ve devletlerin en büyük kabusu bu. Tankla topla yapılan savaşlar bitti, artık 'klavye savaşları' devri başladı. Ekonomik kriz ne olursa olsun, bütçesi asla kesilmeyen tek kalem olan 'Siber Güvenlik' sektörü, borsanın en defansif ve en agresif büyüyen alanı olmaya aday. İşte görünmez kalkanı satanların milyar dolarlık yükselişi...

Dünya borsaları resesyon korkusuyla çalkalanırken, düşüş trendine direnen ve sürekli büyüyen tek bir sektör var: Siber Güvenlik (Cybersecurity). Uzmanlar bu sektörü, "Lüks değil, elektrik ve su gibi bir zorunluluk" olarak tanımlıyor. Çünkü bir bankanın veya hastanenin "Siber güvenlik harcamasını kısma" gibi bir lüksü yok.

"Hacklenmenin Maliyeti, Korumadan Pahalı"

Yapay Zeka (AI) sadece iyi işler için kullanılmıyor; hackerlar da artık yapay zeka kullanıyor. Saldırılar o kadar sofistike hale geldi ki, şirketler cirolarının devasa bir kısmını "Dijital Kalelerini" korumaya ayırmak zorunda. Bu durum, borsada siber güvenlik yazılımı üreten şirketlerin (CrowdStrike, Palo Alto vb. gibi global devlerin yanı sıra, yerel yazılım şirketlerinin) bilançolarında patlama yaratıyor.

Savunma Sanayii Kadar Kritik

Eskiden ülkeler tank, tüfek üreten şirketlere yatırım yapardı. Şimdi ise devletler, "Siber Ordular" kuruyor. Borsada işlem gören savunma sanayi şirketleri kadar, siber güvenlik şirketleri de devlet ihalelerinden dev paylar almaya başladı.

Borsadaki Fırsat: Özellikle "Bulut Güvenliği" (Cloud Security) ve "Kimlik Doğrulama" üzerine çalışan, henüz keşfedilmemiş teknoloji şirketleri, büyük balıklar (Google, Microsoft) tarafından satın alınma potansiyeli taşıyor. Bu satın alma haberleri, hisse değerlerini bir gecede katlayabiliyor.