Sosyal medyada bir mahkeme tutanağına dayandırılarak ortaya atılan "Pfizer, Türkiye'ye hiç aşı satmadığını itiraf etti" iddiası, pandemi dönemine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. İddiaların kısa sürede yayılması üzerine hem İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) hem de dönemin Bilim Kurulu üyeleri devreye girdi. Gerçek ise teknik bir detayda gizli: Türkiye aşıyı Pfizer üzerinden değil, doğrudan BioNTech firmasından temin etti.
Tartışmalar, Pfizer'e karşı açılan bir davanın tutanaklarında şirketin "Türkiye'ye aşı satışı yapmadık" beyanının sosyal medyada dolaşıma girmesiyle başladı.
Aşı karşıtı gruplar tarafından "Türkiye'ye gelen sıvılar aşı değildi" şeklinde yorumlanan bu ifadeye, dönemin Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alpay Azap netlik kazandırdı.
Prof. Dr. Azap, durumun ticari bir tercih olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bu bilgi doğru ancak eksik yorumlanıyor. BioNTech, Almanya ve Türkiye'deki satış haklarını ortağı Pfizer'a devretmedi. Şirketin kurucusu Uğur Şahin, 'iki anavatanım' dediği bu iki ülkede aracı firma kullanmayarak süreci hızlandırmak istedi. Yani aşıları Pfizer değil, bizzat BioNTech temin etti. Aşılar (BNT162b2) aynıdır, sadece tedarik kanalı farklıdır."

"AŞI OLMASAYDI PANDEMİ HÂLÂ BİTMEMİŞTİ"
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul da tartışmaların bilimsel temelden uzak ve spekülatif olduğunu vurguladı. Pandeminin en karanlık günlerini hatırlatan Ertuğrul, aşıların etkisini şu sözlerle özetledi:
"İnaktive aşılar ilk geldiğinde derin bir nefes aldık. Çünkü ön safta savaşan doktor ve hemşirelerimizi kaybediyorduk. Aşılamayla birlikte sağlık çalışanı ölümleri durdu. Eğer o dönem yoğun aşılama yapılmasaydı ve enjeksiyonların içi boş olsaydı, pandemi çok daha ağır seyreder ve belki de bugün hâlâ bitmemiş olurdu."

AŞI KARŞITLIĞININ AĞIR BEDELİ: KIZAMIK PATLAMASI
Prof. Dr. Ertuğrul, sosyal medyada yayılan bu tür dezenformasyonların halk sağlığını tehdit eden boyutuna da dikkat çekti. Aşı karşıtlığının sadece Covid-19 ile sınırlı kalmadığını, çocukluk çağı aşılarının da reddedilmeye başlandığını belirten Ertuğrul, korkutucu tabloyu verilerle açıkladı:
"Çocuklarına aşı yaptırmayan aileler yüzünden, Türkiye'de unutulmaya yüz tutmuş kızamık vakaları hortladı. 2021'de sadece 51 olan vaka sayısı, 2023'te 4 bin 959'a fırladı. Çocuklar ölüyor ve bunun sebebi bilim dışı safsatalar."

"AMAÇ ÜRÜN PAZARLAMAK"
Uzmanlar, aşı karşıtı propagandaların arka planında ticari kaygılar olabileceği konusunda da vatandaşları uyarıyor.
Prof. Dr. Ertuğrul, "Aşı olmayın" diyen pek çok kişinin profilinde ticari bir bağlantı olduğuna işaret ederek; "Bu kişilerin altını kazıdığınızda, 'Aşı olmayın, şu vitamini alın', 'Bağışıklık için bu takviyeyi kullanın' dediklerini görüyorsunuz. Reyting uğruna veya ürün satmak için insanların sağlığıyla oynuyorlar" ifadelerini kullandı.
(Türkiye Gazetesi/ Ziyneti Kocabıyık)


