Küresel ticarette dengeler değişiyor. Çin, iç pazardaki durgunluk ve ABD’nin sert gümrük tarifeleri nedeniyle ihracat rotasını Avrupa Birliği’ne (AB) kırdı. Zayıf yuanın da desteğiyle gelen ucuz ürün dalgası, Avrupalı üreticileri son 20 yılda ikinci kez büyük bir "arz şoku" ile karşı karşıya bırakıyor.
Avrupa sanayisi, 2000’li yılların başında yaşadığı "ilk Çin dalgası"nın ardından bugün çok daha yapısal bir tehditle yüzleşiyor.
İlk dalgada tekstil ve tüketim malları ile gelen Çin, bu kez otomobil, endüstriyel robotlar ve yüksek teknolojili ekipmanlarla Avrupa pazarını hedef alıyor.
Ekim 2024–Ekim 2025 verileri, ticaretin yön değiştirdiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Çin’in AB’ye endüstriyel robot ihracatı yüzde 171 artarken, fiyatların yüzde 31 düştüğü görüldü.
Benzer şekilde, entegre devre ihracatında hacim yüzde 84 artarken fiyatlar yüzde 6 geriledi. Otomobil ihracatı ise iki kattan fazla artış gösterdi.
FİYATLAR DÜŞÜYOR, SANAYİ ZORLANIYOR
Çinli üreticiler, iç pazardaki zayıf talep ve devlet teşviklerinin yarattığı kapasite fazlasını ihraç ederek ayakta kalmaya çalışıyor. Bu durum, AB pazarına giren Çin menşeli ürünlerin fiyatlarında ortalama yüzde 20'lik bir düşüşe neden oldu.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), bu "ucuzluk dalgası"nın 2026 yılında Euro Bölgesi enflasyonunu 0,15 puan aşağı çekebileceğini öngörüyor. Ancak madalyonun diğer yüzünde, yerli üreticiler üzerindeki devasa marj baskısı duruyor.
Avrupalı şirketler, artık sadece ABD’nin gümrük duvarlarıyla değil, kendi evlerinde rakiplerinin agresif fiyat politikalarıyla da mücadele etmek zorunda.

TİCARET FAZLASINDA TARİHİ REKOR: 1 TRİLYON DOLARI AŞTI
Çin’in ihracat stratejisindeki bu değişim, dış ticaret rakamlarına da yansıdı. Ocak–Kasım döneminde Çin’in mal ticareti fazlası tarihte ilk kez 1,1 trilyon dolara ulaşarak rekor kırdı.
Kasım ayında Çin’in ABD’ye ihracatı yüzde 28,6 düşerken, AB’ye ihracatı yüzde 14,8 artarak 47 milyar Euro’yu aştı. Bu veri, ABD tarifelerinden kaçan Çin mallarının yeni adresinin Avrupa olduğunu kanıtlar nitelikte.

BRÜKSEL İKİLEMDE: SERT CEVAP MI, DENGELİ POLİTİKA MI?
AB yönetimi, artan baskıya rağmen Çin ile topyekün bir ticaret savaşına girmekten kaçınıyor. Bunun üç temel nedeni var:
• Bağımlılık: Avrupa, tedarik zincirlerinde Çin’e ABD’den çok daha fazla bağımlı. Olası bir misilleme, Avrupalı ihracatçılara (özellikle lüks tüketim ve otomotiv) büyük zarar verebilir.
• Yeşil Dönüşüm: AB’nin sanayi elektriği fiyatları Çin’den yüzde 50 daha pahalı. Enerji dönüşümü için gerekli güneş paneli ve rüzgar türbini ekipmanlarında Çin hakimiyeti sürüyor. Sert vergiler, AB’nin "Yeşil Mutabakat" hedeflerini sekteye uğratabilir.
• Siyasi Çatlaklar: Macaristan ve Almanya gibi ülkeler, Çinli batarya ve elektrikli araç devlerinin (CATL, BYD gibi) yatırımlarına ev sahipliği yapıyor. Bu yatırımlar istihdam yarattığı için sert önlemlere karşı direnç oluşuyor.
SHEİN VE TEMU’YA "VERGİ FRENİ" GELİYOR
Yine de AB, özellikle e-ticaret devlerine karşı harekete geçmeye hazırlanıyor. Üye ülkeler, Temmuz 2026’dan itibaren değeri 150 avroya kadar olan her pakete 3 avro vergi uygulanması konusunda uzlaştı. Bu hamlenin, Shein ve Temu gibi platformlardan gelen ucuz ürün akışını yavaşlatması hedefleniyor.
YUANIN "REKABETÇİ" DEĞERİ
AB Ticaret Odası Başkanı Jens Eskelund’a göre zayıf yuan, Çinli ihracatçıların elini güçlendiren en önemli silahlardan biri. Yuan, Euro karşısında son 10 yılın en düşük seviyelerinde seyrederken, Çin ürünlerini Avrupa pazarında daha cazip hale getiriyor.


