Petrolün alternatifi var ama suyun yok! 'The Big Short' filmiyle tanınan efsanevi yatırımcı Michael Burry, sessiz sedasız tüm stratejisini tek bir emtiaya çevirdi: Su. Peki, borsada su nasıl alınıp satılır? Kuraklık kapıdayken; deniz suyunu arıtan, patlak boruları akıllı teknolojilerle onaran ve 'sanal su' ticareti yapan şirketler, yatırımcıların yeni güvenli limanı oluyor. İşte Wall Street'in 'Mavi Altın'a hücum planı...

2008 yılında dünya ekonomisi çökerken, herkesin "delilik" olarak gördüğü bir bahse girip milyarlarca dolar kazanan ünlü yatırımcı Michael Burry, yıllar süren sessizliğini çok ilginç bir stratejiyle bozmuştu. Burry, tüm portföyünü tek bir emtiaya endekslediğini açıkladı: Su.

Petrolün alternatifi var (Rüzgar, Güneş, Nükleer). Altının alternatifi var (Kripto, Gümüş). Ama suyun alternatifi yok. İşte finans dünyasının "Mavi Altın" (Blue Gold) olarak adlandırdığı suyun, borsadaki yeni "Petrol" olma hikayesi.

Michael Burry’nin Tezi: "Su Satın Almıyorum, Suyu Barındıranı Alıyorum"

Yatırımcıların çoğu yanlış anlıyor; Burry gidip damacana su şirketlerine veya barajlara yatırım yapmadı. Onun tezi çok daha derin bir ekonomik gerçeğe dayanıyor: "Sanal Su" (Virtual Water).

Burry'nin stratejisi şu: "Su hakkı satın almak politik olarak risklidir, devletler el koyabilir. Bunun yerine, suyun bol olduğu bölgelerdeki tarım arazilerine ve gıda şirketlerine yatırım yapıyorum."

Mantık basit: Bir kilo badem yetiştirmek için 4.000 litre, bir kilo biftek için 15.000 litre su harcanır. Gelecekte kuraklık vurduğunda, suyu olan bölgelerde üretilen gıda, altından daha değerli hale gelecek. Yani gıda hissesi almak, aslında dolaylı yoldan "su rezervi" satın almaktır.

"Big Short" Efsanesi Neden Suya Yatırım Yapıyor? Geleceğin Borsasında "Mavi Altın" Kıtlığı Fiyatlanıyor 1

Borulardaki %30 Kayıp: Altyapı Şirketleri "Yeni İnşaat Kralları" Olacak

Su krizinin tek çözümü yağmur duasına çıkmak değil, eldeki suyu yönetmektir. Finans analistlerine göre borsadaki asıl patlama "Su Teknolojileri ve Altyapı" (Water Utilities & Tech) şirketlerinde yaşanacak.

Sorun: Dünya genelinde ve özellikle metropollerde su altyapısı (borular) çok eski. Temiz suyun ortalama %30’u daha musluğa ulaşmadan çatlak borulardan sızıp kayboluyor.

Fırsat: Bu boruları tamir eden, sızıntıyı "Akıllı Sayaçlarla" tespit eden, kayıp-kaçak önleme yazılımları üreten mühendislik şirketleri (Xylem, American Water Works gibi devler ve yeni startup'lar), devletlerden milyarlarca dolarlık ihaleler almaya başladı.

Desalinasyon: Denizi İçilebilir Hale Getiren Şirketler

Su kıtlığının nihai çözümü okyanuslarda yatıyor. Desalinasyon (Tuzlu suyu tatlı suya çevirme) teknolojisi, eskiden çok pahalıydı. Ancak yeni nesil "Grafen Filtre" teknolojileriyle maliyetler düşüyor.

Suudi Arabistan, İsrail ve Avustralya gibi ülkeler şimdiden bu teknolojiye milyarlar yatırıyor. Borsada bu teknolojiyi geliştiren, deniz suyunu arıtan tesisleri kuran şirketlerin hisseleri, uzun vadeli (Long Term) yatırımcıların "Emeklilik Fonu"na dönüşmüş durumda.

"Kirli Su" Artık Çöp Değil, Hammaddedir

Borsadaki bir diğer dev trend: Atık Su Geri Dönüşümü. Eskiden fabrikalar kullandıkları suyu nehre deşarj ederdi. Şimdi yasal zorunluluklar ve su maliyetleri nedeniyle, o suyu arıtıp tekrar kullanmak zorundalar.

Endüstriyel atık suyu %99 saflıkta içme suyuna dönüştüren membran teknolojilerini üreten şirketler, sanayi devlerinin (Tesla, Intel, Coca Cola gibi çok su tüketen fabrikaların) en büyük tedarikçisi konumuna yükseldi. Bu teknoloji şirketleri, "Borsanın Gizli Kahramanları" olarak anılıyor.

Finans dünyasının "Mega Trend" raporlarına göre; 2030 yılına kadar su talebi, arzı %40 oranında aşacak. Bu, suyun fiyatının (veya suya erişim maliyetinin) katlanarak artacağı anlamına geliyor.

Yatırımcılar için mesaj net: 19. yüzyılda altına hücum edenler değil, onlara kazma kürek satanlar zengin olmuştu. 21. yüzyılda da suya sahip olanlar değil; suyu arıtan, taşıyan, sızıntıyı bulan ve suyu en verimli kullanan teknolojiyi üreten şirketler, borsanın yeni "Petrol Devleri" olacak.